İstifa Dilekçesi Verildikten Kısa Süre İçinde Haklı Fesih Nedenlerinin İleri Sürülmesi Gerektiği

Mahkeme: Yargıtay 9. HD

Esas: 2016/11784

Karar: 2020/43

Tarih: 13.02.2020

Özet: Davacının imzasını taşıyan 01.08.2006 ve 16.05.2008 tarihli iki ayrı istifa dilekçesi mevcut olup dairemiz uygulamasında istifa dilekçesinin verilmesinden sonra kısa süre içinde haklı fesih nedenlerinin ileri sürülmesi ve buna bağlı kıdem tazminatı talebi kabul edilmekteyse de son istifa tarihi itibariyle yaklaşık 5 yıl süre ile herhangi bir irade fesadının ileri sürülmediği anlaşılmakla davacının haklı fesih savunmasına değer verilmesi mümkün değildir.

 

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının, davalıya ait iş yerinde 24.02.2003 tarihinden 16.05.2008 tarihine kadar asgari ücret+fix yol ve harcırah dahil sistemi ile uluslararası tır şoförü olarak sefer başına 400,00 – 450.00 Euro prim ile aylık ortalama 1.5 – 2 sefer yapmak sureti ile çalıştığını, bayram ve resmi tatil günlerinde aralıksız çalıştığını, karşılığının ödenmediğini, 2009 – 2010 tarihleri arasındaki asgari ücret üzerinden ücretlerinin ödenmediğini, daha sonra asgari ücrete karşılık 500.00 TL ödemede bulunulduğunu, iş akdinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davacının hizmet akdinden kaynaklanan tazminat ve alacaklarının olduğunu ileri sürerek; davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının 21.08.2006 tarihli iş akdi ile davalı iş yerinde çalışmaya başladığını, 16.05.2008 tarihine kadar davalı işyerinde çalıştığını, iş akdinin kendi isteği ile sona erdiren davacının 22.05.2008 tarihinde başka bir iş yerinde çalışmaya başladığını, iş akdini kendisinin sona erdirmesi nedeniyle kıdem tazminatına hak kazanmadığını, çalıştığı süre boyunca hak ettiği tüm hak ve alacaklarını aldığını, hafta sonu bayram tatili günlerinde çalışmadığını, yıllık izinlerini kullandığını, müvekkilini ibra ettiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı lehine kıdem tazminatı, izin ücreti , ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmiştir.

D) Temyiz:
Karar süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davacı işçi, iş sözleşmesini ödenmeyen işçilik alacakları nedeni ile 4857 sayılı iş kanunun 24/II-e maddesi uyarınca haklı nedenden dolayı feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı talebinde bulunmuş, mahkemece isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Davacının iş yerinde iki dönem halinde 2003-2008 yılları arasında aralıklı olarak çalıştığı dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Davacının imzasını taşıyan 01.08.2006 ve 16.05.2008 tarihli iki ayrı istifa dilekçesi mevcut olup dairemiz uygulamasında istifa dilekçesinin verilmesinden sonra kısa süre içinde haklı fesih nedenlerinin ileri sürülmesi ve buna bağlı kıdem tazminatı talebi kabul edilmekteyse de son istifa tarihi itibariyle yaklaşık 5 yıl süre ile herhangi bir irade fesadının ileri sürülmediği anlaşılmakla davacının haklı fesih savunmasına değer verilmesi mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta iş sözleşmesinin her iki dönem itibari ile haklı neden içermeyen istifa dilekçeleri ile sona erdiği kabul edilerek kıdem tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 13.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Yazılar

16

Ara
Tüketici Hukuku

Tüketici Hakem Heyeti Başvurularında 2023 Yılı İçin Parasal Sınır Belli Oldu

16 Aralık 2022 tarihli ve 32045 sayılı Resmi Gazete’de “6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68 İnci Ve Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 6 Ncı Maddelerinde Yer Alan Parasal Sınırların Artırılmasına İlişkin Tebliğ” yayınlandı. 24/11/2022 tarihli ve 32023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 542)’nde 2022 yılı için yeniden değerleme oranının %122,93 oranında […]

15

Nis
Anayasa Hukuku, Anayasa Mahkemesi, Ticaret Hukuku

YİBBGK, Kooperariflerin Tacir Sayılacağına İlişkin Karar Verdi

1 Nisan 2022 tarihli ve 31796 sayılı Resmi Gazete’de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 2020/2 Esas ve 2021/3 Karar sayılı kararı yayınlandı. Büyük Genel Kurul kooperatif/yapı kooperatiflerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir/ticaret şirketi sayılıp sayılamayacağı hususunu karara bağladı. Kooperatiflerin nitelikleri itibariyle ticaret şirketi ve bir ticareti işletmenin işletilmesi kriterinden bağımsız olarak tacir oldukları; ticaret[…]