Tarafların Talebi Olmadan Gerekçeli Kararın Tebliğe Çıkarılamayacağı

Mahkeme: Yargıtay 1. HD

Esas: 2016/12476

Karar: 2019/2779

Tarih: 18.04.2019

Özet: Tarafların talebi olmadan gerekçeli kararın tebliğe çıkarılması nedeniyle gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ edilmemiştir ve mahkeme tarafından verilen ek kararın ortadan kaldırılması gerekir.

 

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen ek karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan …’ın …, …, … ve … ada … parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu …’a diğer mirasçılar mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak temlik ettiğini, mirasbırakanın taşınmazları satmasını gerektirir ihtiyacı olmadığı gibi satış tarihinden sonra hesaplarında para hareketi de olmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tescil istemiştir.
Davalı, taşınmazların bedelini piyasa değeri üzerinden ödediğini, taşınmazlarda toplamda aldığı yerin 9.378 m2 olduğunu, mirasbırakandan alınan yerin 5.816 m2 olduğunu, ekonomik durumunun iyi olduğunu, mirasbırakanın kızı … ile birlikte yaşadığını, kendisinin de onların tüm ihtiyaçlarını giderdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Gerekçeli karar davacı … vekili Av. …’e 16.05.2016 tarihinde, davalı … vekili Av. …’ya 12.05.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, kararın 01.06.2016 tarihinde kesinleştiğinden bahisle mahkemece eski hale getirme talebinin reddine ilişkin 10.02.2016 tarihli ek karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan …’ın 03.04.2012 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak kızları …, …, …, …, oğulları …, … ve ölü oğlu …’ın oğlu …’nın kaldıkları, mirasbırakanın 93 parsel sayılı taşınmazdaki 35/224 payını 04.11.2008 tarihinde …’a, onun da 05.11.2008 tarihinde davalı …’a temlik ettiği, … parsel sayılı taşınmazdaki 14/336 payını, … parsel sayılı taşınmazdaki 97097/1881781 payını ve … ada … parsel sayılı taşınmazdaki 3/40 payını
16.12.2011 tarihinde davalı …’a devrettiği, davalı …’ın … parsel sayılı taşınmazdaki 15/224 payının babasından intikal ettiği, 56/224 payını …’den, 15/224 payını …’den, 15/224 payını …’dan, 15/224 payını …’dan, 28/224 payını da …’dan satış suretiyle temlik aldığı, davalı …’ın … parsel sayılı taşınmazdaki 6/336 payının babasından intikal ettiği, 28/336 payını da …’den satış suretiyle temlik aldığı, davalı …’ın … parsel sayılı taşınmazdaki 37036/1881781 payını …’den temlik aldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 216/1 maddesinde “Hâkimin re’sen harekete geçtiği hâller ile kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla taraflardan birinin talebi olmadıkça hüküm tebliğe çıkarılmaz. Taraflardan birinin talebi hâlinde hükmün bir nüshası makbuz karşılığında talep eden tarafa verilir, bir nüshası da diğer tarafa tebliğe çıkarılır.” düzenlemesi hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, dosya içeriğinden tarafların talepleri olmaksızın gerekçeli kararın tebliğe çıkarıldığı bu nedenle gerekçeli kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği anlaşıldığından, mahkemece verilen 16.06.2016 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, yapılan temliklerin muvazaalı olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Ancak, hükümde çekişme konusu …, … ve … parsel sayılı taşınmazlarda davalının mirasbırakanın payı dışındaki payları da satış suretiyle edindiği hususu dikkate alınmaksızın anılan taşınmazlardaki davalı payının tamamı üzerinden iptal ve tescil kararı verilmiştir.
Hal böyle olunca, dava konusu …, … ve … parsel sayılı taşınmazlarda davalının mirasbırakandan edindiği paylar dikkate alınarak iptal ve tescil karar verilmesi gerekirken üçüncü kişilerden aldığı payların da iptal kapsamına alınması doğru değildir.
Davalının değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İlgili Yazılar

16

Ara
Tüketici Hukuku

Tüketici Hakem Heyeti Başvurularında 2023 Yılı İçin Parasal Sınır Belli Oldu

16 Aralık 2022 tarihli ve 32045 sayılı Resmi Gazete’de “6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68 İnci Ve Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 6 Ncı Maddelerinde Yer Alan Parasal Sınırların Artırılmasına İlişkin Tebliğ” yayınlandı. 24/11/2022 tarihli ve 32023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 542)’nde 2022 yılı için yeniden değerleme oranının %122,93 oranında […]

15

Nis
Anayasa Hukuku, Anayasa Mahkemesi, Ticaret Hukuku

YİBBGK, Kooperariflerin Tacir Sayılacağına İlişkin Karar Verdi

1 Nisan 2022 tarihli ve 31796 sayılı Resmi Gazete’de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 2020/2 Esas ve 2021/3 Karar sayılı kararı yayınlandı. Büyük Genel Kurul kooperatif/yapı kooperatiflerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir/ticaret şirketi sayılıp sayılamayacağı hususunu karara bağladı. Kooperatiflerin nitelikleri itibariyle ticaret şirketi ve bir ticareti işletmenin işletilmesi kriterinden bağımsız olarak tacir oldukları; ticaret[…]